https://ethnopedagogy.com/index.php/pub/issue/feedUluslararası Etnopedagoji Dergisi2024-06-30T00:00:00+03:00Editoreditor@ethnopedagogy.comOpen Journal Systems<p>Uluslararası Etnopedagoji Dergisi (UED), etnopedagoji alanına katkıda bulunmak için özgün makalelerinin yayınlandığı uluslararası, hakemli ve bilimsel bir dergidir. 2021 yılı aralık ayından bu yana yayınlanmaktadır. Yayın dili Türkçe ve İngilizcedir. Yılda iki sayı olarak Haziran ve Kasım aylarında yayınlanır. Kongre ve sempozyum gibi etkinlikler sonrasında özel sayılar çıkarılabilir.</p> <p>UED, açık erişimli bir dergidir. UED, makale işlem ücreti (değerlendirme ücreti veya basım ücreti) ve makalelere erişim için abonelik ücreti talep etmemektedir.</p>https://ethnopedagogy.com/index.php/pub/article/view/30“Çuvaşskaya Pedagogika Kak Fenomen Mirovoy Tsivilizatsii”2024-05-14T19:45:50+03:00Minara Aliyeva Çınarminara.aliyeva72@gmail.com<div class="textLayer">Her toplumun asırlar boyunca kendi kültür dairesi içerisinde şekillenen pedagojik deneyimleri vardır. Bu pedagojik deneyimler, toplumun ülküselleştirdiği insanı elde etmek için uyguladığı çocuk ve gençleri yetiştirme biçimidir. Bir toplumun içinde genç kuşakların yetiştirilme biçimiyle ilgilenen bilim dalı da etnopedagojidir. Etnopedagoji; “bir kişinin yetiştirildiği, geliştirildiği ortamdaki sosyal normları, değerleri, deneyimi özümsediği sosyal etkileşim ve sosyal etki sürecini inceler” (Çınar, 2022). Bu kavram Çuvaş asıllı bilgin G.N. Volkov tarafından ortaya atılmış ve geliştirilmiş bir kavramdır. Volkov, bu alanda kaleme aldığı eserleriyle bilime katkı sağlamakla kalmamış, aynı zamanda etnopedagoji alanında çok değerli uzmanları da yetiştirmiştir. Bu uzmanlardan biri de T.N. Petrova’dır. Volkov’un izinden yürüyen Petrova’nın da halk pedagojisi ve etnopedagoji alanında kaleme aldığı eserler de gerek Çuvaş halkının eğitimine gerekse diğer etnik grupların eğitimine ışık tutmaktadır. Bu yazıda Petrova’nın 2000 yılında bilim dünyasına kazandırdığı “Dünya uygarlığının bir olgusu olarak Çuvaş pedagojisi” başlıklı eseri üzerinde durulmuştur.<br /> <div class="endOfContent"> </div> </div> <div class="annotationLayer"> </div>2024-06-30T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Minara Aliyeva Çınarhttps://ethnopedagogy.com/index.php/pub/article/view/33“Folklor ve Eğitim”2024-06-03T10:46:33+03:00Nalan Özbeynalanerdogan@hotmail.com<p>Eğitim toplumsallaşma işidir. Çocuğu toplumsallaştırarak eğitir. Toplumsallaşma bireyin içinde yaşadığı toplumun normlarını, değerlerini, kendisine biçilen rolleri, tutumları, davranış yapılarını, toplumsal etkileşim için gerekli benlik ve kimlik duygusunu kazanma, içinde yaşadığı kültürü içselleştirme sürecidir (Bakırcıoğlu, 2016, s.1527). Eğitim formal ve informal olarak iki şekilde sınıflandırılabilir. Formal kısmı okullarda yapılan planlı ve programlı eğitimken, informal kısmı ise insanların kendiliğinden, doğal yollardan eğitim alma amacı olmadığı halde bile edindiği bilgi ve deneyimlerden öğrenmesini sağlamaktadır. Çınar (2022), informal eğitimin alt kategorilerine etnopedagoji ve etnoandragoji kavramlarını ekleyerek informal kısmının anlam kazanmasını sağlamış, eğitim bilimleri alanyazınına katkı sağlamıştır. Ona göre formal eğitim buzdağının görünen kısmı informal eğitim ise buzdağının su altında kalan, görünmeyen ve büyük kütlesini oluşturan kısmıdır. Bu açıklamadan yola çıkarak okullarda verilen resmi eğitimle ulusal eğitim politikası kapsamında ülküsel bir insan modeli yetiştirmek isteniyorsa informal eğitimi ve içeriği hakkında bilgi sahibi olmak gerektiği söylenebilir. Eğitim politikalarının “millî” olma zorunluluğu düşünüldüğünde informal eğitimin yani millî kültürü aktarma sürecinin önemi yadsınamaz. Millî kültürün en önemli yapıtaşlarından biri de hiç şüphesiz ki folklor ürünleridir.Folklor (halkbilim); “bir ülke ya da belirli bir bölge halkına ilişkin maddi ve manevi alandaki kültürel ürünleri konu edinen, bunları kendine özgü yöntemleriyle derleyen, sınıflandıran, çözümleyen, yorumlayan ve son aşamada da bireşime vardırmayı amaçlayan bir bilimdir.” (Örnek, 1995,s.15). Folklor hem insan gruplarının geçmişten getirdiği izleri aktarır hem de güncel yaşamda var olan kültürel değerlerin de genç kuşaklara iletilmesini sağlar. Millî kültürün aktarımı kültürel zenginliğimizin genç dimağlara yerleştirilmesi bakımından önemlidir. Fikir temelleri “millî kültür” alanı üzerine örülmüş bir fikir dünyasına sahip olan en önemli folklor araştırmacılarından biri de şüphesiz ki Eflâtun Cem Güney’dir. Bu yazıda Güney’in “Folklor ve Eğitim” adlı kitabı incelenmiştir.</p>2024-06-30T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Nalan Özbeyhttps://ethnopedagogy.com/index.php/pub/article/view/29Terekemelerde Âşık Şenlik’in Kahramanlık Şiirlerinin Etnopedagojik Açıdan İncelenmesi2024-06-11T14:44:47+03:00Ülkü Selin Yıldızulkuselinyildiz@gmail.comAynur Akselaynuraks@uludag.edu.tr<p>Dil, din, tarih, sanat, müzik, spor, folklor, adet, gelenek, görenek, ekonomi, hukuk, bilim, ahlak ve estetik gibi değerleri içeren kültür, toplumlarının devamlılıklarını sağlamalarına katkıda bulunur. Türk kültürü, dünya tarihinin en eski ve zengin kültürlerinden biridir. Kültürel değerlerimizin önemli unsurlarından bir tanesi de halk şairleridir. Âşıklar, halkı eğiten, aydınlatan ve ona yol gösteren bir rol üstlenerek kültür aktarımına eşsiz katkı sağlamışlardır. Toplumun gençleri ve yetişkinlerinin ideale uygun bireyler olarak yetişmelerine yardımcı olmuşlardır. Kuzey Kafkas kökenli bir Türk boyu olan Terekeme Türklerinin kültürlerinin temelini Âşık edebiyatı oluşturmaktadır. Bu tür, İslamiyet'in kabulünden önceki dönemde ortaya çıkan ve sözlü olarak icra edilen bir edebiyat türüdür. Türkiye’de 19. yüzyılın en önemli ozanlarından birisi de Terekeme asıllı Âşık Şenlik’tir. Kendisi ölüm, aşk acısı, kahramanlıktan insanın iç dünyasına kadar pek çok konuya şiirlerinde değinmiştir. Bu çalışmanın amacı Âşık Şenlik’in şiirlerindeki kahramanlık temasını bulunduğu toplumun kültürel değerleri, öğrenme süreçleri ve eğitim pratikleri üzerinden etnopedagojik açıdan ele alarak ortaya koymaktır. Bir inceleme makalesi olan bu çalışmada Âşık Şenlik’in dört eseri incelenmiştir. Bu eserlerin milli ve ahlaki değerleri vurgulamak, vatan sevgisini pekiştirmek ve genç nesillerde vatan savunması bilincini geliştirmek temalarını içerdiği ortaya konmuştur.</p> <p> </p>2024-06-30T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Ülkü Selin YILDIZ, Aynur AKSELhttps://ethnopedagogy.com/index.php/pub/article/view/34Çuvaş-Türk Tarihî ve Pedagojik Bağlamında Çocuk ve Gençlerin Eğitim-Öğretimi 2024-06-23T16:25:28+03:00Tatyana Nikolayevna Petrovatanjana1@yandex.ruMinara Aliyeva Çınarminara.aliyeva72@gmail.com<p>Birey belirli bir grubun üyesi olarak dünyaya gelir, hayatını içinde doğduğu ortama göre sürdürürken kendi toplumun çocukları eğitme usullerine bağlı kalarak yetişir. Her bir toplumda görülen çocukları yetiştirme usulleri de nesilden nesile aktarıla gelen deneyim birikimleriyle şekillenir. Bu eğitimin literatürdeki adı da etnopedagojidir. Etnopedagoji; “bir toplumun kendi geleneğinden getirdiği deneyimle, ülküselleştirdiği insanı elde etmek için uyguladığı çocuk yetiştirme biçimi ve bunun bilgisi” anlamına gelir. Etnopedagoji kavramı, eski Sovyetler Birliği coğrafyasında Çuvaş asıllı bilgin Volkov tarafından ortaya atılmış ve bu coğrafyada yaşayan etnik grupların kendi içinde çocuk yetiştirme usullerini inceleyen bir bilim dalı olarak günümüze kadar kullanılagelmiştir. Diğer topluluklarda görüldüğü gibi Türk toplumlarında da etnopedagoji üzerinde önemli araştırmalar yapılmıştır. Bu toplumlardan biri de Çuvaşlardır. Çuvaşlar, tarihî süreç içerisinde ana Türk gövdesinden ayrılan ilk Türk boyudur. Ortak geçmişe sahip olan bu halkların çocuk ve gençleri yetiştirme usullerinde de ortaklıklar görülmektedir. Bu çalışmada, Çuvaş-Türk tarihî ve pedagoji bağlamında çocukların ve gençlerin yetiştirme usulleri üzerinde durulmuş; çocukların aile içinde, akrabalar ve yakın çevre içinde neyle, nasıl ve hangi amaçla eğitildiği irdelenmiştir.</p>2024-06-30T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Minara Aliyeva Çınar